Statcounter

21 Temmuz 2013 Pazar

Neden ISIS geçmişteki hatalarından ders almıyor?


Nusret Cephesi'nin Irak İslam Devleti'nin(ISI) bir projesi olduğu herkesin bilmediği bir gerçektir. Nusret Cephesi'nin emiri Ebu Muhammed el Julani Suriye'ye ISI saflarında savaşan bazı Suriyeli ve diğer savaşçılarla birlikte ISI'nin emiri Ebubekir el Bağdadi tarafından gönderildi.

Ebubekir el Bağdadi Irak El Qaide'sini yeniden canlandırması ile bilinir. Bir zamanlar yerli ve yabancı binlerce üyesi bulunan ve dünyanın süpergücüyle kapışıp Irak'ta geniş bölgelere hükmeden organizasyon 2007'de eridi. Birçok cihadi Irak ElQaidesi'nin düşüşüyle ilgili sebepleri yazdı. Birçoğu sahwaları, dış ülkelerin komplolarını ve propagandasını suçladı. Bunda kesinlikle gerçeklik payı olsa da şu da bir gerçek ki Irak'ta El Qaide çok fazla hata yaptı.

Belli bir bölgeyi kontrolü alınca örgüt hemen alelacele bir İslam Devleti ilan etti. Bunun bir sebebi de Selefi Cihadilerin sahip olduğu ütopik(yazarın görüşü) İslami Devlet anlayışıdır. Düşüncelerine göre bu hilafeti geri getirmek için yakalanan nadir fırsatlardandı. Ama bazı cihadilerin de yazdığı gibi farkına varamadıkları şey şuydu ki örgüt Amerikalılar tarafından devleti prematüre bir şekilde ilan etmeleri için bilerek yemlenmişti. Devlet ilan etme yolunda örgüt tarafından önemli bazı hatalar yapıldı.


  1. Devletin işlerini yürütmek için büyük bir insan kaynağına ihtiyaç vardı. Bu yüzden birçok mücahidin savaş alanından geri çekilmesi gerekti.
  2. Bu mücahitlerin çoğunun kamu işleri ile ilgilenmesi gerekiyordu ki bu onları istihbarat örgütlerine karşı açığa düşürdü.
  3. Adam gücü sorununu çözmek için Irak ElQaidesi birçok aşiret/askeri gruptan biat aldı ve acele kararlarla görevlendirmeler yapıldı. Bunun sonucu olarak birçok ajan ve istihbarat elemanı örgütün içine yol buldu.
  4. Sızan bu şahıslar daha sonra halka ve diğer diğer cihadi gruplara saldırdılar. Bu cihadiler arasında sadece bir çatışmaya sebep olmadı ayrıca onların itibarını da zedeledi.Durum o kadar kötüleşti ki liderler kimin kiminle savaştığını bilmiyordu. Ebu Ömer El Bağdadi ve Ebu Hamza el Muhacir birlik çağrısı yapan videolar yayınlıyordu ama sahada olaylar kontrolleri dışındaydı.
  5. ElQaide'nin düşmanları tarafından kontrol edilen medya bu avantajı değerlendirerek altyapısına yardımcı olurken Irak ElQaide'si içindeki daha az motivasyona sahip ve daha az ideolojik savaşçılar ve içeri sızan casuslar Sahwa'yı kurdu. Bu savaşçılar örgütün önemli elemanlarını, yürütücüleri vs. gibi örgütle ilgili önemli şeylerin hepsini biliyordu.
  6. Bu yüzden tüm örgüt risk altına girdi. Çok kısa bir süre içinde Irak'ın tamamında kuşatıldılar ve binlercesi öldürüldü. İstihbarat elemanları örgüte Ebu Hamza el Muhacir ve Ebu Ömer el Bağdadi'nin yaklaşık olarak nerede olduğunu bilebilecek kadar içeri sızmışlardı.



Amerikalılar ayrıldıktan sonra Sahwa aparatı zayıfladı ve ElQaide'nin geri dönmeyeceğini düşündü. Nuri el Maliki de Irak'ın sünni kesimine baskı uygulamaya başladı. Tüm bunlar Ebubekir el Bağdadiye örgütü yeniden kurma imkanını verdi. Geçmişten dersini aldığını gösterir şekilde susturuculu silahlar, yapışkan bombalar kullanarak suikastler yapan gizli, merkezi olmayan ve uyumlu bir yapı kurdu.

Birçok yabancı savaşçı gittiği için Ebubekir el Bağdadi Iraklılara yer verdi ve finansmanı da eski haline kavuşturdu. Öyle ki organizasyonu bir Suriye kanadı kurmak için finansman sağlayabildi.

Nusret Cephesinin Kuruluşu

NC aşırı dercede başarılı bir projeydi. Julani altında birkaç savaşçıyla başlayan grup Suriye'nin geneline hızla yayıldı ve kendi finansman ve eleman temin yollarını oluşturdu. Bunların birçoğunda Irak'ta uzun süre harcayan ve derslerini alan Joulani'nin etkisi vardı. Onun organizasyonu yönetme politikası aşağıdaki gibidir:

  1. Bir devlet kurmaktan ziyade sahada savaşmaya yoğunlaşılması. Alınan bölgeler ortak şeriat konseyleri yada yerel imamlar tarafından yönetiliyordu ki böylelikle savaşçıların bu tür yönetim işlerine pek karışmaması sağlanmış oluyordu. Bunun aksine savaşçıları cephede en etkili olanlardı.
  2. Şeriatın uygulanması savaşçıların halka karışmaması ve yerel işlerle meşgul olmaması garanti edilerek sağlanmıştı.
  3. Adam alma politikası çok daha katıydı. Birçok mücahide önce NC'nin şemsiyesi altındaki gruplarda savaşması söyleniyordu ve birçok savaş eğitiminden, ideolojik eğitimden sonra organizasyona kabul ediliyorlardı.
  4. Gizlilik katı bir politika ile uygulandı. Savaşçıların yada istişhadi bombacıların hiçbiri NC'nin videolarında yüzlerini göstermiyorlardı. Sadece buralarda değil savaşçılar her zaman diğer insanlardan uzakta durdu. Gizlilik o kadar fazlaydı ki başlangıç döneminde birçok medya kuruluşu organizasyonun doğasını çözmekte zorlandı.

    Bu politikalar NC'nin Suriye'de yetkin ve popüler ve sızılıp istihbarat yapılması zor olan bir güç olarak yerini korumasını sağladı.


    Bölünme

    Tam herkesin El Qaide için herşeyin iyi gittiğini düşündüğü bir anda ISIS'in emiri Ebubekir el Bağdadi sadece Suriye'deki adamı Julani değil, El Qaide'nin genel emiri Zevahiri'nin de istediğinin dışına çıkarak bir devlet ilan etti.

    Hala, hatta bölünmeden sonra bile Iraq'taki hataların tekrar edilmeyeceği ümidi vardı. Beklendiği gibi NC'nin birçok savaşçısı Julani'ye bağlılığını korudu. Daraa, Hama, İdlib ve Şam'da NC halen çoğunluğunu koruyor. Halep'te ve doğuda NC'den ayrılmalar oldu ama varlığını korudu.
    Devlet ilanı sonrasında Bağdadi'nin NC'nin tamamen boyun eğmesi olan beklentisi gerçekleşmeyince devleti şunları da içine alacak şekilde genişletme çabasına girişti.


    1. Tüm gruplardan mücahitlerin kabul edilmesi ve gevşek adam alma/uyum kriterlerinin uygulanması. Bu daha önce NC'den bağımsız bir şekilde hareket eden birçok cihadi organizasyonun birdenbire ISIS çatısı altına alınması gerçeğinden anlaşılıyor. Bu güçte NC ile rekabet edebilir hale gelebilmek için yapıldı.
    2. ISIS üyeleri halka yaklaşmaya ve onlarla karışmaya başladı. Güncel yayınların birçoğunda üyelerinin yüzleri tanınmamaları için bulanık gösterilmiyor.

    Hararetli birçok mücahit için onlarca adam katılımıyla büyümek ve devlet ilanıyla halka karışmak kulağa çok hoş gelir. Ama bu onları da halihazırda vurmaya başlayan bir maliyeti de beraberinde getirir.
    Organizasyonları kolay sızılabilir ve daha zor kontrol edilebilir hale geldi. Deneyimli elemanlar bir kere açık olduklarında suikastler için kolay hedef haline geldiler. Yerel savaşçıların ISIS tarafından öldürüldüğü suçlamaları sonrasında ISIS aynı hataların acısını tekrar çekmeye başlıyor. Bir ISIS üyesiyle yapılan arapça bir röportajda bunlara çok benzer şeyler söyleniyor. Bu röportajda alt rütbeli ISIS komutanların bir olayda emirin onayı olmadan yerel ÖSO ve NC üyelerine saldırdığını kabul ediyor. Ayrıca muhaberatın örgüt içine bazı uzanımlar yaptığını da kabul ediyor.[1]

    Şu ana kadar ISIS'ın üst kademelerine sızılamadı. Ama küçük olaylar oldu ve batı medyası ve batı yanlısı aktivistler marifetiyle olaylar olduğundan fazla şişirilmeye çalışılıyor. ISIS'ın yardım faaliyetleri ve davet çalışmaları yoluyla halkla iyi bir ilişki kurma çabasına karşın disiplinsizlikle ilgili olaylar soru işareti uyandırmıyor mu?

    Neden bu disiplinsizlik hadiseleri bölünmeden önce NC döneminde batı yanlısı medya ve aktivistlerin çabalarına rağmen olmuyordu?

    Şu ana kadar ISIS liderliğinin cihadi davaya bağlılığından bir şüphem olmadı ama bu gibi sıkıntıar NC döneminde yoktu ve ISIS'ın politikasında gözlemlenen gözle görülebilir değişiklik onları saldırıya açık hale getiriyor. ISIS'ın gelecekteki meydan okumalarla nasıl mücadele edeceğini göreceğiz. Çünkü çeşitli vakalar olmaya başladı ve propaganda makinesi (Al Arabiya ve ortakları) körfez ülkeleri ve Suud'un ISIS'i itibarsızlaştırma arzusunu yansıtır yönde tekrar faaliyette ve Batı uzunca bir süredir ÖSO'yu El Kaide ve aşırı dincilere karşı savaşması yönünde sıkıştırıyor.

    Bir miktar karışıklığa rağmen Batı'nın Suriye'de ISIS üzerinde ikinci bir Irak tecrübesini oynaması yine de zor olacak. Bunun ana sebebi Ahrar, Suquur, Liwa ve diğer Batı'nın elinde oyuncak olmayacak İslami savaşçı grupların varlığıdır. Her ne kadar geçmişin hatalarını tekrarlasa da bu EL Kaide dışı İslamcı faktör ISIS için Suriye'deki en belirleyici etken olacaktır.

    ÇEVİRENİN NOTU: Söylenecek çok şey olsa da uzun vadede Batı'nın Suriye'de canını sıkan en büyük mevzu bence El Qaide ve uzantıları değil kendini onun dışında tutan itidalli, silahlı İslami gruplardır. Ve bence büyük çabalar onları dağıtmak yada terbiye edip boyunduruğa alma yönünde olacaktır ve bunun memurluğu da buna dünden gönüllü Suud'a verilmiştir. Acizane kaaatim her ne kadar gücü kısıtlı olsa da Türkiye'nin kendini bu gruplarla diyalogdan kesinlikle uzak tutmaması ve onları bir şekilde destekleyip mümkünse yönlendirmesidir. 


Kaynak:
http://shaamoljihad.blogspot.fr/2013/07/why-islamic-state-of-iraq-now-islamic.html
linkindeki ingilizce aslından çevirilmiştir.


    


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder